Ana Sayfa
Özgeçmiş

Ara bilgi:

Aşağıdaki yazıyı okuduktan sonra en alt satırdaki zaman imine de dikkatinizi çekmek isterim.

Bu, son bölümünden de anlaşılacağı gibi “sanal ortam” yazısı. Ancak, her durumda kamuyu, özel olarak denizcileri, daha da özeli gemicileri muhatap alan bir yazı.

Öneri

Allah selâmet versin.

Her nerede ve zamanda olursanız olun, bundan daha iyi bir dilek olmadığını düşünüyor ve bunu öneriyorum.

Allah selâmet versin.

Biz denizcilerin yer ve zaman ile bağlanan iyi dileklerini özgür bırakmanın bir yolu da kendimizi bu ikisinin etki alanından çıkartarak tek bir iyi dileğin şemsiyesi altında birleştiğini ve tüm iyi dilekleri içine aldığını varsaymasıdır. “Günaydın” ile başlarsanız güneşin batışındakiler, “iyi seyirler” derseniz limandakiler için anlamsız olacak gibi geliyor bana. Oysa bunların tek bir iyi dilek altında ifade edilmesi, hem benim gibi bu tür basit ayrıntılara kafasını takanlara, hem de bulunduğu yer ve zamana uygun iyi dilek bekleyenlerden kafasını takanlara iyi gelecektir.

Konuya Gireyim

Aylar sonra biraz kızgın, daha çok da kırgın, kafiyeli olacak ya, çokça yılgın; teması keserek kenara çekildiğim, yalnız seyrettiğim ve izlediğim, hiç sesimi çıkarmadığım sanal âlemde yeniden görünmek istedim.

Neden mi?

İbrahim Bey! Nereden okuduğunuzu bilmiyorum, aylar sonra bir yazıma tepki almak, “sanal” âlemde “gerçek” kişilerin de olduğunu görmek umutlarımı artırdı. İbrahim Bey için fark etti ise daha nice dostlar vardır bu binlerin arasında dedim. Bu çalışmayı başlatmamdaki etkisi göz önüne alınırsa, İbrahim Beye tekrar çok teşekkür etmeliyim.

Televizyon Programı

İlk önerim yukarıdaki “iyi dilek” ile ilgili olandı.

Aşağıda ikinci önerim yer alıyor.

Önce bir saptama yapacağım. Daha önceleri yüzlerce kez yazdım, söyledim. Şimdi bir kez daha dile getireyim:

Kişisel haklarımızın başkaları tarafından bağışlanmasına o kadar alışmışız ki, elimizdekini yitirdiğimizde ne yapacağımızı bilmiyoruz.

Yazının burasında şunu da belirtmeliyim:

Bu, ideolojik bir yazı değildir.

Yazılanlardan bazı cümleler falan ideolojiye uygun düşerken, diğer bir cümle bunun tam zıddı bir fikri akıma uygun olabilir. Yapmaya çalıştığım, benim ve benim gibi yüz bine yaklaşan denizcinin haklarını almak, korumaktır, hiç olmazsa mevcut hakların yitirilmeden korumasını sağlamaktır. Dediğim de:

Haklarımızı nasıl aldığımızı bilmediğimizden korumasını da bilmediğimizdir.

Alırken ödediğimiz bedele veriyoruz yani.

Bunun şöyle düşünülmesi, daha iyi anlaşılmasını sağlayacaktır sanıyorum:

Tamamı ile bireyselleşen, kimsenin kendinden başkasını düşünmediği dünyada biz de kendimizi düşünmeye başlayalım artık.

Kasaba gidip aldığınız etten, fırına gidip aldığınız ekmekten emin değilseniz, kendinizden de emin değilsiniz demektir. Çünkü siz de bir şeyler üretip başkalarının yaşamını kolaylaştırmak için topluma sunuyorsunuz. Siz ürettiğinizden emin olacaksınız ki, başkalarının sizin için ürettiklerini gönül rahatlığı ile tüketip gerektiğinde sorgulayabilesiniz.

Özetlersek, siz başkasını aldatırken sizi aldatanlara söyleyecek tek bir sözünüz olamaz.

Kuru gürültü çıkaranların boş teneke tangırtılarını hiç önemsemiyorum. Onlar hep vardı, hep olacaklar...

O halde önce kendimizi düşünerek kendi ürettiğimizi önemseyelim. “Ben zaten bir hiçim, benden bir şey olmaz” diyorsanız, yanılıyorsunuz. Yaratılmış, mevcut, yani “var” olan her şeyin bir nedeni olduğunu söyler bilginler. İyi şeylere neden olanlardan olmak için daha kat edeceğimiz uzun yol var.

Şimdi önerimi yazıyorum:

Sorunlarımızı bir televizyon kanalı üzerinden daha geniş ve gerçek kitlelere taşımak, sesimizin daha çok duyulmasını sağlamak için bir çalışma yapmak istiyorum. Adını, zamanını, süresini, içeriğini ve biçimini kendimizin belirleyeceği bir televizyon programı. Katılımcısından sunucusuna denizci olan, bizim olan, bizi anlatan; güldüren, gözümüzü dolduran, karadaki hiç kimsenin anlayamayacağı, duyduğunda «amma palavra atıyor» diyeceği ama bizim en küçük anına kadar yaşadığımız, unutamadığımız anılarımızı milyonlara aktarabileceğimiz bir TV programı.

Sizin Önerileriniz

Bu önerim için düşüncelerinizi, olumlu veya olumsuz tepkilerinizi bekliyorum. Bu yazının altındaki yorum bölümüne değil, özel iletişim yolları ile doğrudan bana ileti atın.

Pruvanız netâ olsun!

Yakup Korkmaz

Tuzla - İstanbul

201305110533

yakupkorkmaz.com © denizci’